Kandidanın uykusuzluk, terleme, eklem ağrısı, huzursuzluk, iştahsızlık, ve buna benzer subklinik seyredebilen hastalıklar yaptığı gösterilmemiştir. Ayrıca Candida mantarının ağız kokusu yaptığına inanılmıştır. Ancak bu doğru değildir.

Bunun bir bilim desteği bulunmamaktadır.

Dil yüzeyinde oluşan kirli beyaz kaplamanın görüntüsü ile pamukçuk hastalığında görülen beyaz dil arasında görsel benzerlik bulunur. Bu benzerlik sebebi ile eğitimli birisi heralde ağız kokusuna kandidalar sebep oluyor diyerek bir temennisini dile getirmiş olmalı. Fareli köyün kavalcısının peşine düşen halk gibi herkes bu kandida masalına inanmış, peşinden gidiyor.

Hem mikrobiyolog hem diş hekimi hem de ağız kokusu ile ilgilenen bir hekim olarak bu konunun bir bilim zeminine oturtulması amacı ile aşağıdaki çalışmayı gerçekleştirmek gerekliydi.

KANDİDA ve AĞIZ KOKUSU

Bu çalışmada, toplam 136 katılımcı iki gruba ayrıldı. Çalışma grubu, kendisi veya sosyal çevresi tarafından ağız kokusu bulunduğu beyan edilen ve ağız içerisinde halitometrik olarak en az 0.7 ppm H2S gaz konsantrasyonu tespit edilen 69 hastadan oluştu. 67 sağlıklı birey kontrol grubunu oluşturdu.

Katılımcıların kendi ağız kokusunu skorlama puanları, tükürük örneklerindeki Candida koloni sayısı, ağız havasında bulunan NH3, SO2, H2S, H2 ve uçucu organik gazların konsantrasyonları taşınabilen çoklu gaz detektörü ile tespit edildi. Hastaların H2S üretme kapasitesi sistein meydan okuma testi uygulanarak ölçüldü. Ağız kokusu bulunan ve bulunmayan bireylerin tükürük örneklerinden elde edilen Candida türlerinin buyyon kültürleri yapıldı. Candida hücrelerinin bulundukları ortama hangi kokuları yaydığını tespit etmek amacı ile, besiyerinin bulunduğu erlenmayerin hava boşluğundan gaz ölçümleri yapıldı ve elde edilen değerler kendi aralarında ve ağızdakilerle karşılaştırıldı.

Çalışma grubunda Candida pozitifliği % 44.9 iken kontrol grubunda% 46.3 olarak bulundu. Bu çalışmada bir çok kandida cinsi araştırılmıştır. C. albicans (90.2% sıklıkla), C. tropicallis (5.1%), C. glabrata + C. parapsilosis (3.6%), C. krusei (0.4%), C. membranefaciens + C. lisitaniae (0.04%), diğer kandidalar (0.4%) olarak bulunmuştur. sık rastlanan tür, C. albicans olmuştur. Candida üremesine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p = 0.561). Oral gaz konsantrasyonları her iki grupta da benzerdi (p <0.05).

Oral H2S konsantrasyonu, ağız kokusu olan hastalarda 20 mM sistein gargara yapmak ile 9.65 kat artarken, ağız kokusu şikayeti bulunmayanlarda 5.8 kat artmıştır. Bu parametre ağız kokusu üretim kapasitesi olarak kaydedilmiştir. Her katılımcının kendi hissettiği ağız kokusu için kendini değerlendirme skoru klinik işaretlerle iyi bir uyum göstermiştir (p = 0.001, r = 0.8). Besi yeri içerisinde bütün kandida kültürlerinde H2 ve organik gaz konsantrasyonları artmış olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada, Candida varlığı ile ağız kokusu arasında bir ilişki saptanmamıştır.

Sonuç olarak; ağız kokusu ile kandidalar arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı gösterilmiştir. Ağız kokusu tedavisinde anti-kandidiyal uygulamalara gerek yoktur.


Kandida- ağız kokusu ilişkisi-1


Kandida- ağız kokusu ilişkisi-2

Bu konuda bazı hurafeler

Bilek yalamak

Suya tükürmek

Başkasına koklatmak

Parmağını sürüp koklamak

Çatalı sürüp koklamak

Pamuk gazlı bez sürüp koklamak

4 dakikada teşhis

Dil kazımak

Kandida aramak




Başka neler yaptım

Dr. Murat Aydın

Dr Murat Aydın Ağız kokusu muayene yöntemleri, ciihazları ve formülleri geliştirmiştir. Bir düzine uluslararası yayına ve 4 tane ağız kokusu kitabına imza atmıştır.

Ülkemizde ve dünyada başka neler başardığını görmek için burayı tıklayabilirsiniz. link-tıkla

 

 

 

indirOrijinal makale şöyle refere edilir:

Aydin M, Derici MÇ, Ünal Y, Yeler D, Demir Yİ. Is There Any Relation Between Type 1 Halitosis and Oral Candida Colonisation? Bulletin of Microbiology; 2019, 53(2):192-203 Doi No: 10.5578/mb.67759

Ağız kokusu hakkında